25 Şubat 2011 Cuma

Gluteus Maximusu Sıkmak ya da Sıkmamak

İşte bütün mesele... Sabahın 5'inde uyandığımda aklıma gelen ilk şeyin bedendeki bir kas grubu olduğunu söylersem şimdi, yogayla haşır neşir olmayan arkadaşlarımın "hah, iyice sıyırmaya başladın" demeleri, haşır neşir olanlarınsa yüzlerinde tatlı bir gülümsemeyle okumaları doğal olacak bu yazıyı.  


Evet, tatlı ve şımarık (biz şımarttık doğrudur) kedimiz Juliet'in sabah gün doğarken uykudan uyanıp çıkardığı "gurrrrr-vik" ve "mık...mık...mık..." sesleri, zihnimdeki kas gruplarıyla birleşince uyumak imkansız oldu. Aldım laptopı kucağıma, sıcacık yatağıma geri döndüm yazıyorum tıkır tıkır, bakalım nereye gidecek.


Gluteus maximus, her ne kadar Romalı bir gladyatör adı gibi gelse de bilenler bilir, bedende kalça bölgesinde en dışta bulunan büyük kasımız. Bu kas ve aslında buna bağlı daha bir çok kası, bazı yoga asanalarında sıkmamamız gerektiği söylenir. Mesela Salabasana'yı (çekirge pozu, bkz.foto), "kalçayı sıkmadan" yapmaya çalışırız. Diğer yandan çevredeki kasların zayıflığı veya yumuşaklığı nedeniyle bel bölgesi, yükü üzerine almaya pek heveslidir. Bu pozu yaparken kalçayı tamamen yumuşak tutmak (ki çok zor), bele ağırlık binmesine neden oluyor (sorunlu bir bele sahip biri olarak bunu çok net hissedebiliyorum). O zaman nedir bu çelişki? Kalçayı sıkalım mı sıkmayalım mı?!?!?!


Aslında bir çelişki yok bence. Bir çelişkinin olmadığına ve konunun "kalçayı sıkmak" olmadığına epey zaman önce karar verdim ama resmi açıklamayı şimdi yapıyorum işte sabahın bu saatine kısmetmiş. 


Sıkılmaması gereken kaslar kalça kasları değil bence, her türlü gerginliği o bölgede çok yoğun yaşayan ve taşıyan, anusün çevresindeki sfinkter kas. Kısaca ve çok kafayı karıştırmadan "anus kası" diyoruz biz buna ve "anusü veya popoyu yumuşak tutmak"tan  bahsediyoruz. Ama kalçayı değil. En azından böyle söylememek lazımki, öğrenci de "ama nasıl?!?!?" çelişkisine düşmesin. Hatta en güzeli belki de "ağız yumuşasın" demek yeterli, çünkü ilk oluşumumuz sırasında bir arada olan ağız ve anus, sonradan omurgayla birbirinden uzaklaşsa da aslında hala bağlantılı. Biri kasılınca diğeri de etkileniyor, yumuşarken de öyle.


Diye düşünüyorum sabahın bu kör saatinde diyeceğim ama kalksam mı, yazsam mı, cümleler doğru oldu mu diye debelenirken saat 07.30 olmuş bile. Yoga yapma zamanı :) Haydi matin üzerine. Bugünkü yolculuğum beni nerelere götürecek bakalım.


Farkındalıkla ve sevgiyle kalın
b.


Salabasana - Çekirge Pozu by B.A.D.

10 Şubat 2011 Perşembe

Farkındalık Üzerine

İki Budist rahip yürüyorlarmış. Bir nehrin yanından geçerken, karşı kıyıda yardım isteyen bir kadın görmüşler. Budist rahiplerin kadınlarla konuşmaları, dokunmaları yasak. Rahiplerden biri nehri geçmiş, kadını kucaklamış, kıyıya taşımış. Kadın teşekkür etmiş, iki rahip yollarına devam etmişler. Bir kaç adım ilerledikten sonra diğer rahip dayanamayıp sormuş: "sen ne yaptın, bizim kadınlara dokunmamız yasak, sen aldın kadını karşı kıyıya taşıdın". Rahip cevap vermiş: "ben aldım, taşıdım, orda bıraktım ama, sen hala taşıyorsun!".

Hoşgeldin Blog

Merhaba,

Bu blogda, hayata ve yogaya dair paylaşımlarım olacak. Uzun zamandır yapmak istediğim bir şeydi bu. Sonunda eşimin desteği ve iteklemesiyle oluşuverdi.

Teşekkürler Olgun'um...
Darısı web sitemize...
bidi