5 Haziran 2011 Pazar

Dik Durmak !!!

Hayatımın uzunca bir bölümünde sırt ağrıları çektim. Sırtımın ağrımadığı tek zaman suda yüzdüğüm anlardı. Suyun sağladığı hafiflik, dolayısıyla omurganın taşıdığı yükün azalması ağrıyı hafifletince birden fark ederdim aslında sürekli bende olan ama alışkanlıkla unuttuğum ağrının uzaklaşıverdiğini. İnanılmaz bir mutluluk kaplardı içimi, hiç çıkmak istemezdim sudan, çıkınca hemen geri dönerdi ağrılar. 

Duruş bozukluğum vardı, belki uzunca bir boya sahip olduğum için virgül gibi kapanma ihtiyacindan, belki yıllarca masa başında çalışmaktan. Omuzlarım ve kalçam öne doğruydu. Göğüs kafesim kapalıydı, boynum benden önde giderdi. İçler acısı gibi görünmezdim, sokaktaki herkes gibiydim, hatta durumumun farkında bile değildim. Sadece omuzlarım biraz önde duruyor sanıyordum. Taa ki hayatıma derin bir farkındalık getiren Zeynep Aksoy hocam bana "duruş bozukluğum" olduğunu söyleyene kadar. 

Doğru bir duruşa sahip olmanın, bedeni güçlendirmekten geçtiğini anladığımdan beri insanlara "dik dur" demeyi bıraktım. Çünkü dik duramıyorsunuz eğer sırttaki, omuzlardaki, boyundaki, beldeki bir sürü bir sürü kaslar güçlü değilse. Sadece acı içinde dikleşip, sonra da sönmüş balon gibi eski halinize dönüveriyorsunuz. Ve hiç anlamazdım insanların nasıl olup da dik durduklarını - ki zaten çevremdekilerin çoğu benim gibi olduklarından -, zaten anormal olanlar dik durabilen azınlıktı :)

Ve sonra her şey kendiliğinden düzeldi. Bedenim her gün çalıştığı için kaslarım güçlendi. Esnedikçe, hafifledikçe, başın tepesi kendiliğinden yükselmeye başladı gökyüzüne itip çekmeden. Boyun rahatladı artık başın ağırlığını taşımadığı için. Artık leğen kemiği taşıyordu başımı, daha doğrusu omurga boyunca dağılarak gelen ağırlığından kalanları. Bedenimi esaretten kurtulmuş gibi hissediyorum, bu gerçek bir özgürlük. Ağrısız yaşam. Olabileceğini hiç ummazdım.

"Hayallerimizle aramızdaki tek engel, sadece biziz". 
(Berivan Hocamın (Aslan Sungur) anlattığı bir hikayeden. O da başka bir blog yazısına...) 

Farkındalık ve sevgiyle kalın,
b. 

Nostaljik Barış   by B.A.D.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder